Bizlerin yabancılara karşı olan normalden daha fazla ilgi ve yardımseverliğini düşününce burada karşılaştıklarım ve yaşadıklarım beni çıldırtıyor. Nasıl olur, nasıl bu kadar kayıtsız ve öküz olabilirler demekten kendimi alamıyorum.
Ben bir keresinde gaflette bulunup gideceğim yerin haritasını çıkarmadım (ben gidebilirm buraya, haritaya bakınca çok basit dediydim bir önceki akşam :)))) Neyse oğlumu da alıp bir saat tren yolu, bir 10 dakikalıkta metro yolundan sonra metro çıkışında ne tarafa gideceğimi şaşırdım!! Haritayı gözümde canlandırdığım kadarıyla yürümeye başladım ama bir yerden kadar sonrası tık!! Kala kaldım, bizim velette su koyvermeye başladı, zırlıyor. Tabi önce telefon hakkımı kullanıp eşimi aradım, o tarif ediyor etmesine ama ben de onu anlayacak yön duygusu yok. Son çare olarak artık yol sormam gerektiğine karar verdim. Sonucunda karşılaştıklarım;
http://www.sabah.com.tr/fotohaber/yasam/turkiyede_yasamak_icin_37_neden?tc=38&albumId=18675&page=1
Daha geçen gün yaşadığım bir olayı da aktarmadan edemiyeceğim. Nüfusu epeyce yaşlı olan Rusya'da çalışanların yaş ortalamsı epeyce yüksektir herhalde. Aslında yaşlıları çok severim ve çok da iyi anlaşırım ama buraya geldikten sonra kafamda oluşan yaşlı tonton nine imajı sarsılmaya başladı.
Bir nedenden dolayı kan vermem lazım ve saat 11:45. Sıra bize geldi ama emin değiliz tahlil yaptırabilecek miyiz?(bu arada kayınvalidem de benle beraber ki iyiki de o varmış yoksa yine zırlayarak eve dönerdim).Neyse içeriye girdik.Kaşıyla gözü arasındaki 5 cm.yi masmavi boyamış, tüm rimelini kirpiklerine bulaştırmış,olabilecek en gıcık pembe ruju dudaklarına sürmüş, tüm saçını tepesinde topuz yapmış ve suratına da en azgın ifadesini kondurmuş bir babuşka... Saatine baktı: ' 15 dk. sonra yemeğe gidiyorum gidin kasaya parayı ödeyin, 12:30 da gelin', sonrasında sorulan kasa nerde sorusuna lütfedip zorla cevap verdi. 45 dk.bekledik.
İçeriye girdim. 4 ayrı yere adımı yazdı ve dördünde de pasaportu açıp kapadı, açıp kapadı. Verdiğim diğer kağıda bakmadı bile ki onda bizim tahlil sonucumuzu 1 saat içinde almak için para ödediğimiz yazıyordu. Koluma bağladığı lastiği nasıl sıktırdıysa elim buz kesti; hort diye iğneyi batırdı aldı kanı, sonra da kıçını dönüp bir şey yazmaya devam etti ve çık dedi. Tabii o durumda ne zaman alabiliriz sonucu diye sormayı unuttum, koridora çıktığımda kolumdan kan aklamaya başladı (kuzum beni teselli ediyor bir şey olmaz anne geçecek diye). İçeri tekrar girip sonucu ne zaman alacağız diye sorunca 2 gün sonra dedi sonra da başka hastayla ilgilendi, ben bunu kayınvalideme söyleyince hışımla içeri girdi : ' Size verdiğimiz kağıtta 1 saat sonra teslim yazıyor okumuyor musunuz?, 3 yaşında çocuk aç bilaç burda bekliyor, nasıl yapıyosunuz işinizi? Tahlili siz götürmüyorsanız verin ben götüreyim!' diye çıkıştı ama teyzede tık yok. Bu arada saat 1 ve saat 2 de laboratuvar kapanıyor. Babuşka odasında çıkıp kan örneklerini teslim edene kadar arkasında gittik!! Bu arada benden sonraki kadının da kolun epeyce kanamıştı!!
Şunu da itiraf etmeliyim elbette herkes böyle değil, mesela bir gün önceki başka hastanedeki hemşire melek gibiydi bir insan ancak bu kadar nazik olabilir . Koluma süreceği alkolün ve hatta yara bandının allerji yapıp yapmadığını dahi sormuştu.
Buna benzer yaşanmış o kadar çok kötü hikaye duydum ki....Sanırım Rusların hizmet sektöründe başarılı olabilmeleri için daha 10 yüz bin fırın ekmek yemeleri gerekecek!!!
Ben bir keresinde gaflette bulunup gideceğim yerin haritasını çıkarmadım (ben gidebilirm buraya, haritaya bakınca çok basit dediydim bir önceki akşam :)))) Neyse oğlumu da alıp bir saat tren yolu, bir 10 dakikalıkta metro yolundan sonra metro çıkışında ne tarafa gideceğimi şaşırdım!! Haritayı gözümde canlandırdığım kadarıyla yürümeye başladım ama bir yerden kadar sonrası tık!! Kala kaldım, bizim velette su koyvermeye başladı, zırlıyor. Tabi önce telefon hakkımı kullanıp eşimi aradım, o tarif ediyor etmesine ama ben de onu anlayacak yön duygusu yok. Son çare olarak artık yol sormam gerektiğine karar verdim. Sonucunda karşılaştıklarım;
- Yanımdan öylece geçenler
- Sadece acıyarak bakanlar
- Uğraşmayıp bilmiyorum diyip uzaklaşanlar
- Yolunu kaybetmiş ve bana yol soran 2 Özbek kadın (kelin merhemi olsa kendine sürer)
Arkadaşlar, sadece bir tek amca bana yardım etmeye çalıştı, bana sorduğum adrese yakın belirli bir yer (müze,anıt vs.) var mı diye sordu; tabii ki bilmediğim için yardım edemedi. (Bu arada da bal kabağım arabasında zırıl zırıl ağlayıp 'hadi gidelim' diye bağırıyordu )
Oğlumla birlikte ben de zırlamaya başladım, şöyle bir 5 dk. yağmur altında zırıldadıktan sonra tıpış tıpış eve döndük :() Ne güzel bir Pazar günüydü :))
Bakın Türkiye'deki Ruslarında hoşuna giden şeylerden biri neymiş: Adres sorulduğunda Türklerin yardımcı olmasıymış.
http://www.sabah.com.tr/fotohaber/yasam/turkiyede_yasamak_icin_37_neden?tc=38&albumId=18675&page=1
Daha geçen gün yaşadığım bir olayı da aktarmadan edemiyeceğim. Nüfusu epeyce yaşlı olan Rusya'da çalışanların yaş ortalamsı epeyce yüksektir herhalde. Aslında yaşlıları çok severim ve çok da iyi anlaşırım ama buraya geldikten sonra kafamda oluşan yaşlı tonton nine imajı sarsılmaya başladı.
Bir nedenden dolayı kan vermem lazım ve saat 11:45. Sıra bize geldi ama emin değiliz tahlil yaptırabilecek miyiz?(bu arada kayınvalidem de benle beraber ki iyiki de o varmış yoksa yine zırlayarak eve dönerdim).Neyse içeriye girdik.Kaşıyla gözü arasındaki 5 cm.yi masmavi boyamış, tüm rimelini kirpiklerine bulaştırmış,olabilecek en gıcık pembe ruju dudaklarına sürmüş, tüm saçını tepesinde topuz yapmış ve suratına da en azgın ifadesini kondurmuş bir babuşka... Saatine baktı: ' 15 dk. sonra yemeğe gidiyorum gidin kasaya parayı ödeyin, 12:30 da gelin', sonrasında sorulan kasa nerde sorusuna lütfedip zorla cevap verdi. 45 dk.bekledik.
İçeriye girdim. 4 ayrı yere adımı yazdı ve dördünde de pasaportu açıp kapadı, açıp kapadı. Verdiğim diğer kağıda bakmadı bile ki onda bizim tahlil sonucumuzu 1 saat içinde almak için para ödediğimiz yazıyordu. Koluma bağladığı lastiği nasıl sıktırdıysa elim buz kesti; hort diye iğneyi batırdı aldı kanı, sonra da kıçını dönüp bir şey yazmaya devam etti ve çık dedi. Tabii o durumda ne zaman alabiliriz sonucu diye sormayı unuttum, koridora çıktığımda kolumdan kan aklamaya başladı (kuzum beni teselli ediyor bir şey olmaz anne geçecek diye). İçeri tekrar girip sonucu ne zaman alacağız diye sorunca 2 gün sonra dedi sonra da başka hastayla ilgilendi, ben bunu kayınvalideme söyleyince hışımla içeri girdi : ' Size verdiğimiz kağıtta 1 saat sonra teslim yazıyor okumuyor musunuz?, 3 yaşında çocuk aç bilaç burda bekliyor, nasıl yapıyosunuz işinizi? Tahlili siz götürmüyorsanız verin ben götüreyim!' diye çıkıştı ama teyzede tık yok. Bu arada saat 1 ve saat 2 de laboratuvar kapanıyor. Babuşka odasında çıkıp kan örneklerini teslim edene kadar arkasında gittik!! Bu arada benden sonraki kadının da kolun epeyce kanamıştı!!
Şunu da itiraf etmeliyim elbette herkes böyle değil, mesela bir gün önceki başka hastanedeki hemşire melek gibiydi bir insan ancak bu kadar nazik olabilir . Koluma süreceği alkolün ve hatta yara bandının allerji yapıp yapmadığını dahi sormuştu.
Buna benzer yaşanmış o kadar çok kötü hikaye duydum ki....Sanırım Rusların hizmet sektöründe başarılı olabilmeleri için daha 10 yüz bin fırın ekmek yemeleri gerekecek!!!
3 yorum:
Yeni nesilde simdi oyle seyler gormuyorum ama bu tamamen komunist sistemin verdigi rahatliktan dolayi artik kanlarina islemis bir olaydir. O nesilde yetisip calismaya baslamis cogu adam gibi calismiyor, calisamiyor degil, calismiyor.
Artık valla komünizmden mi yoksa genel olarak iklimin soğuk ve olumsuz etkilerinden mi bilemiyorum!!! Fakat yeni nesil konusunda ben de umutluyum :))
Ben yeni nesil konusunda hiç umutlu değilim. Bu yaz Antalya'da ailemle tatil yaptım. Kaldığımız otel ruslarla doluydu. O kadar kaba ve görgüsüzler ki anlatamam. Yemek sırasında önünüze geçmeleri, yürürken çarpmaları, hep ben hep ben tavırları, suratsızlıkları... Resmen iğrendim hepsinden. İğrenç yaratıklar...
Yorum Gönder